Ahmet Kaya Sözleri

2024 yılında Sendeyim.com.tr olarak sizler için en güzel Ahmet Kaya Sözleri derlemelerini hazırladık. Bu Ahmet Kaya Sözleri ile duygularınızı kısa, anlamlı ve etkileyici sözlerle ifade edebilir, sevginizi en özel şekilde dile getirebilirsiniz. Instagram, WhatsApp, Facebook, X gibi sosyal medya platformlarında bu sözleri paylaşarak sevdiklerinizi etkileyebilir ve beğeni toplayabilirsiniz.




Bir türkü mor dağların emanetidir. Firari mahpuslara bir avuç su. Bir türkü dilimi içerdekine.
Arka cebimde iki metrelik kefenim duruyor. Her an hazır ve nazır. Ölürsem hayatımda istediğim bir tek şey var. Asla bu ülkeyi sevmiyor demesinler asla yani. Ben Edirne’den Ardahan’a kadar bu ülkeyi çok sevdim.
Sensiz geçmiyor bu günler biliyor musun? Yüreğine beni beni soruyor musun? Öyle yalnız yalnız kaldım biliyor musun türküler söyledim sana duyuyor musun?
Dibine vurmuş gecelerden geldim. Yalanım yok. Bir cebimde küfür bir cebimde çocuklara şekerle yaşadım. Hepimizin gurbetindeyim şimdi.
Bir ben kaldım bir ben kaldım tenhasında gecenin avutulmamış ben.
Sonbahar damlardı damlarımıza biz seninle sararırdık. Aydınlansın diye şu kirli yüzler biz durmadan savaşırdık.
Sırtını duvara yaslar sırtını ağaca yaslar susarsın. Sen artık hiçbir sözü hiçbir sözü kaldıramazsın.
Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettin ki bu yaşlar utangaç boynunun kolyesi olsun.
Söyle sen neredesin ben nerde.
Şimdi bütün iyi niyetlerimi bir bir yargılayıp asıyorum.
Haykırsam duyamazsın. Çağırsam gelemezsin. Yürekten sevemezsin sen.
Sana boncuktan kuş yaptım konacak pencerene.
Sanki gökten kar yerine kan yağıyor kar altında üşümüş bir çocuk ağlıyor. Yaşlı gözleriyle bana bakıyor akan gözyaşını içesim gelir.
Dostum dostum güzel dostum. Bu ne beter çizgidir bu. Bu ne çıldırtan denge. Yaprak döker bir yanımız bir yanımız bahar bahçe.
Dün gece gördüm düşümde seni özledim anne. Gözlerinden akan bendim. Düştüm göğsüne söyle canın yandığımı anne.
Parmak uçlarına değen sıcaklık incinen bir hayatın yarasıdır.
Acımasız olma şimdi bu kadar dün gibi çekip gitme.
Bir menekşe kokusunda seni aramak var ya bu hep böyle böyle gider mi?
Artık sigarayı günde üç pakete çıkardım. Olsun gözüm olsun. Ne olacaksa olsun!
Bu dağlara bu yollara toz eyledi aşk beni. Ben yanarım aşk için ben yanarım gül için.
Şimdi saat yokluğunun belası sensiz gelen sabaha günaydın.
Bırak ay gitsin sen kal bu gece.
Hey gönül gene bu gece kederim geceden yüce. Gel susalım beraberce böyleymiş kara yazımız.
Sensiz isyan ettim her an dünyam kahır dünyam zindan yine başım duman duman olmadan gel.
Yalnızlığım benim pasaklı kontesim ne kadar rezil olursak o kadar iyi.
Sakin göllerin kuğusuyduk olmasaydı sonumuz böyle.
Yüzlerce soğuk namlu üzerime çevrildi yüzlerce demir tetik aynı anda gerildi.
Beni bilimle anla iki gözüm felsefeyle anla ve tarihle yargıla.
Kırmızı rujlu sokakların aşağılık pazarlıkların adı anılmayacak benle. Bir çiçeğim halk ormanında fışkırdım başkaldırıyorum.
Kısa çöp uzun çöpten hakkını alır elbette.
Ben klasik bir kadere teslim olmak istemiyorum ve öldükten sonra değil şimdi anlaşılmak istiyorum.
Kendine iyi bak. Beni düşünme. Su akar yatağını bulur.
Bana böylesi garip duygular bilmem neye gelir nereye gider döndüm işte acı yüreğimden beynime sızar bu günde ölmedim anne.
Birazdan kudurur deniz.
Hesabım kalsın mahşere elimi yıkar giderim.
Bir kenar mahalleliyim mecburen uzaktan severim…
Bozar mı sandın acılar?
Firarilerin uzmanı olmuşum bütün telsizlerde adım okunur.
Ağladım gözyaşlarım düştü ateşe yine de bu yangını söndüremedim.
İki damla gözyaşımla satıldım pazarlarda kırdılar yüreğimi kırdılar azarlarla sürgünlere yolladılar sabah dörtte yağmurlarla. Ben yandım siz yanmayın ALLAH aşkına.
Ben hep uçurum kıyılarında dolaşmayı hep rüzgâra karşı koşmayı uğultulu bir hayatın sesini ve öfkesini ciğerlerimde hissetmeyi aşkı devrimleri başkaldırmayı muhalif olmayı cesareti sevdim. Ve böyle yaşadım.
Siz benim neden sustuğumu nerden bileceksiniz.
Varsın böyle geçsin yabancı günler varsın canımı yaksın yine yalnızlık. Seninle doluyken baktığım dünler yıkar mı sandın beni bu yalancı ayrılık.
Acılardan arta kalan işte bu bakışlarmış. Buğu diye gözlerimde gün batımı bulutlarmış.
Bu hasretlik kalır gitmez teninde! Eksilmez acılar ezik yüreğimde.
Suçu saz çalmakmış öğrendiğim kadar.
Ceketimi yağmurlara astığımdan beri tehlikeli şiirler yazar dünyaya sataşırım.
Bazen bir uçurum kalır bazen de martıların ardından. Velvele koparan bir leş kalır bir intihar gibi puşt olunca sevdalar.
Söyle ay doğmadan düşmesin yaş gözüme.
Dostlukmuş. Ölüme yürümekmiş. Üstüne titremekmiş. Vefaymış! Aşk dediğin zavallı bir kapıyı duvara çarpıp çıkıncaya kadarmış!
Yanımdasın susuyorsun. Susuyor konuşmuyorsun. Bakıyor görmüyorsun. Dokunsan donacağım. İçimde intihar korkusu var. Bir gülsen ağlayacağım bir gülsen kendimi bulacağım.
İhanetin zincirini tutan utansın. Dönüp arkasına bakan utansın. Dost diye bağrıma bastığım insanlar arkamı dönünce vuran utansın.
Gözüm yaşarıyor yüreğim yanıyor olmasaydı sonumuz böyle.
Giden bu yolculardan en çok ben şanssızım. Ne kadar çok yaşadıysam o kadar çok yalnızım.
Depremler oluyor beynimde.
Bizi zaman yenecek ve anılar kalacak.
Dışarıda kar yağıyor benim içime yağmur.
Söyle yağmur söyle. Değmeden yüreğime. Söyle gökyüzüne. O nerde.
Giderim buralardan giderim bir akşamüstü. Umurunda olmaz umurunda olmaz umurunda olmaz bilirim.
Firarilerin uzmanı olmuşum bütün istasyonlarda afişim durur beni bir çocuk bile vurur.
Saçlarına yıldız düşmüş koparma anne ağlama.
Ben giderim geri gelmem benden sonra kalan kalır.
Dedim ya hiç yoktan susturuldu şarkımız.
Kokunu verirken vazomda güller yıkar mı sandın beni bu yalancı ayrılık.
Ölümü özledim anne yaşamak isterken delice.

Diğer Güzel Sözler Yazıları