Zehir Sözler

Kimsenin senin yanında olmasına güvenme. Karşına geçmesi için bir adım, düşmanın olması için bir lafın yeter.

Teknolojinin o kadar ilerlemesine rağmen, beni hala mumla arayanlar var.

Öğrendik ki, iki şey asla terk etmezmiş insanı: biri yanındaki ana, diğeri kalbindeki yara.

Birine verilecek sevgin yoksa ona umut dolu gözlerle bakma.

Korkuyorum sevdiğim. Gün gelir de karşılaşırsak birbirimize pişman gibi değil de, düşman gibi bakarsak.

Ey gördüğü güzele takılan kişi! Eğer akıllı bir adam isen sedefteki inciyi bul.

Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Bugün hayat veren su, yarın sizi boğabilir.

Öyle uzaktan seviyorum seni, yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden; en çılgın kahkahalarına ortak olmadan.

Kimi insan, geçmişle geçmemişi birbirine karıştırır. Hâlbuki geçen iz bırakır, geçmeyen yara.

Birçok insan, dolu ağızla konuşmayacak kadar terbiyelidir; ama boş kafayla konuşmakta sakınca görmezler.

Benimle onun arasında kaldıysan, onu seç! Çünkü gerçekten sevseydin, beni seçenek yapmazdın.

Madem sevmiyorsun o zaman sahip çık gözlerine; dönüp dolaşıp değmesinler gözlerime.

Ve bir gün seni anlattığım insanlardan dinle kendini.

Bir erkek ne kadar odun olursa olsun yüreği bir tek bayan için yandığı sürece “adamdır”.

Gözlerin bulut olsa ne yarar sevgili. Yüreğimdeki yangını, yağmurunla söndüremedikten sonra…

Eğer inceldiği yerden kopmasına izin vermezsen, gün gelir en sağlam yerinden kopar Canın yanar, canını yakar.

Nargilenin dumanına benzer hayallerim sadece beni zehirler ve uçup gider.

Bir gün biri çıkar karşına ve sen gidene şükredersin.

Bırakın ‘senin için ölürüm’ laflarını. Önce kendiniz için yaşamayı öğrenin, sonra başkası için ölürsünüz.

Gözleri uzaklara dalan birinin, yakınlarda olmayan bir hikâyesi vardır…

15 yaşında bir kız havalı olmak için sigara içer, babası da o kıza harçlık verebilmek için ter döker.

Dil, tencerenin kapağına benzer Kıpırdadı da kokusu duyuldu mu ne pişiyor anlarsın.

Sevenlerimiz çok değilse bile, yanımızda olanlar yeterli fazla zarar!

İnsanın yaptığı yanlışlardan en büyüğü, başkaları karşısında gülünç olmaktan korkmasıdır.

Gitmek gerekir bazen. Fazla yormadan, daha çok bıktırmadan… Eğer vaktiyse ardına bile dönüp bakmadan.

En anlamlı bakış, bir çift ıslak gözde saklıdır. Çok şey anlatır; çünkü dil bağlanır, yürek konuşur.

Ben aşka inanmıyorum diyen herkesin bir aşk acısı vardır; artık inanmayışının sebebi budur.

Üzülme! En azından herkesle hayal kurmaman gerektiğini öğrendin.

Başka gezegenlerde hayat var mı diye merak ederiz, sanki bu gezegende yaşamayı becerebilmişiz gibi.

Burnumuzdan akanı, yakamıza silecek kadar cesur çocuklardık. Ne ara gözümüzden akanı köşe bucak saklar olduk?

Bazen çok zordur geri dönmek ya da her şeyi unutup gitmek. Ve anladım ki insanı en acıtan şeydir; sevilmeden sevmek.

Koyu bir özlem var yine içimde, kalbim hissediyor bedenim üşüyor.

Ve görüyorsun ki; alnımıza yazılanla, yüreğimize kazınan bir olmuyor.

Size yanlış yapan insanları hayatınızda tutun, işleri düştüğü zaman onları görmek çok keyifli.

Kimileri ‘seviyorum’ der, çünkü ezberlemiştir. Kimileri diyemez, çünkü gerçekten sevmiştir.

Korkuyorum, bir gün biri çıkıp “ey insanoğlu!” Diyecek ve kimse üstüne alınmayacak.

O öylesine bir kızın fotoğrafını beğenir, sen o kızı kafanda çeşitli şekillerde öldürürsün.

Şimdi onu düşünerek bir şey yazacaktım, o olurken başkasını düşünür diye yazmıyorum.

Benden nefret edenlerden nefret edecek vaktim yok. Çünkü ben, bana değer verenleri sevmekle meşgulüm.